Biz Kimiz?
Biz Kimiz?
1974 yılını 75 yılına bağlayan gece, Faruk Aras, İhsan Aksoy, Kemal Burkay, Mehdi Zana, Veysel Çamlıbel, Yılmaz Çamlıbel ve Ziya Acar tarafından Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi (PSKT) adıyla illegal olarak kurulan partimiz, o günden bugüne aralıksız, Kürdistan’ın özgürlüğü ve Kürd halkının mutluluğu için mücadele ediyor.
İllegalite terchimiz değil, bir zorunluluktu. Çünkü o dönemde Kürd ve Kürdistan terimleri yasaklıydılar. Zorunluluktan illegal olarak kurulan PSK, illegaliteyi fetişleştirmedi, legal mücadelenin her zaman bilincinde oldu; PSK’nın kendi adı ve programıyla legalleşmesini başlıca amaçlarından biri olarak gördü.
Partimizin kendi adı ve programıyla legalleşmesi, dördüncü kongremizden başlayarak tüm kongrelerimizin gündem maddelerindan biri idi. Konu tartışılıyor ve şartların müsait olmadığı sonucuna varılarak legalleşme erteleniyordu. Bu süreç 2014 yılına kadar sürdü.
2014 yılında toplanan PSK Onuncu Kongresi, kongre öncesi tabanda ve parti organlarında tartışılan legalleşme sorununu görüşerek sonuca bağladı, oy çokluğuyla legelleşme kararını aldı, buna ilişkin bir yol haritası çizdi. 10. Kongre’de seçilen MK belirlenen yol haritası uyarınca çalışmalarını tamamlayıp 2016 yılı Mayıs ayının sonunda resmi başvuruyu yaparak PSK’nin legale çıkmasını sağladı.
Partimiz illegalite kaldığı 40 yılda görüşlerinin kitlelerle buluşması için, basın yayın başta olmak üzere her türlü legal olanaktan yararlandı. Kendi adıyla özdeşleşen dergi (Özgürlük Yolu) çıkarttı, legal partilerin kuruluşunda öncülük etti, içinde yer aldı.
Kendisini dört devlet tarafından parçalanmış sömürge Kürdistan’ın Kuzey parçası örgütü olarak tanımlayan ve 1993 yılında gerçekleştirdiği üçüncü kongresinde adını Kürdistan Sosyalist Partisi-PSK olarak değiştiren Partimiz, Kürdistanı tek bir ülke Kürd halkını da tek bir halk olarak görüyor. Bununla birlikte PSK, uzun yıllar süren bölünmüşlüğün her parçada farklı siyasal ve sosyal yapılara yol açtığı gerçeğinden hareketle, ulusal kurtuluş mücadelesinin her parçada, o parçanın kendine özgül şartlarına uygun biçimde ve o parçaların örgütleri tarafından yürütülmesini savundu, savunuyor.
Ulusların kendi kaderlerini tayin etmesi ilkesi, Kürdlerin kendi ülkelerinde kendi yönetimlerini özgür iradeleriyle kurmaları taleplerimizin başında geliyor.
Partimiz, uluslararası durumu, bölgemizin, Kürdistan ve Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları gözönünde bulundurarak, Kürd sorununa eşitlik temelli federal çözümü öneriyor. Bunun Kürdlerin de Türklerin sahip olduğu tüm haklara, parlamento, hükümet gibi resmi kurumlara sahip olmasıyla gerçekleşeceğini söylüyor.
Birleşik Kürdistan’ın, ancak tüm parçaların özgürleşmesiyle sağlanabileceğine inanan Partimiz, 4 parçadaki yurtsever örgütler arasındaki ilişkilere büyük bir değer biçiyor, tüm parçaları temsil edecek bir yapının gerekliliğine inanıyor. Bu yapının, parçaların ve siyasi örgütlerin içişlerine müdahale eden değil, ortak sorunlara çözüm üreten, parçalar arası ilişki ve dayanışmayı düzenleyen bir yapı olmasını savunuyor. Bize göre Kürdistanlı örgütler, diğer parçalardaki kardeşlerine destek olmalı, destek olamadıkları durumlarda ise köstek olmamalıdırlar. Partimiz bugüne kadar bu anlayışla hareket etti. Her parçanın kazanımını kendi kazanımı olarak gördü, gözü gibi korudu.
PSK, Kürdlerin tüm ulusal demokratik haklarının gaspedilmiş olması gerçeğinden hareketle, gaspedilmiş hakların elde edilmesini, bir başka ifade ile ulusal özgürlüğün sağlanmasını ilk adım olarak görüyor. Ulusal özgürlüğün gerçekleşmesinin esas olarak Kürt halkının kendi eseri olacağına inanıyor, bunun için tüm ulusal güçlerin, ulusal özgürlükten yana olan tüm sınıf ve tabakaların, farklı inanç ve ve ideolojilere sahip tüm Kürdlerin birlikte mücadele etmesini savunuyor. Partimiz, bunca yıllık mücadelesinde bu temel ilkeye sahip oldu, partisel çıkarlarını bir kenara koyarak ulusal demokratik iş ve güçbirliği oluşturma çabalarına öncülük etti, içinde yer aldı. Bugün de bu doğrultudaki çalışmalarımızı aynı inanç ve kararlılıkla sürdürüyoruz.
Kürd halkının özgürlük mücadelesinin, birlikte yaşadığı halkın demokrasi mücadelesiyle olan bağının önemini hiç bir zaman gözardı etmedik. Türkiye’nin siyasi ve idari yapısının Kürdlerin özgürlük mücadelesine olan etkisinin bilinciyle hareket ettik; ediyoruz. İlk günden itibaren Türkiye’deki demokrasi ve değişim mücadelesinde bir taraf olduk. Kürdistan’ı özgürleştirmek gibi temel amacımızı gözardı etmeden, demokratik hak ve özgürlüklerin sağlandığı bir Türkiye’nin Kürdlerin de çıkarına olduğunu savunduk; savunuyoruz.
Uluslararası anlaşmaların, ezilen uluslara, ulusal haklarını elde etmek için her türlü meşru araçla mücadele etme hakkını tanıdığının bilincinde olan Partimiz, uluslararası şartları ve Türkiye’nin bölgesel konumunu dikkate alarak Kürd sorununun barışçıl ve diyaloğ yolu ile çözülmesini öneriyor. Başta devletinki olmak üzere yaşanan şiddetin telafisi zor olan zararlarını gözönüne alan PSK, Kürdlerin ulusal haklarını tanınmadığı müddetçe gerçek bir barışın sağlanamayacağına inanıyor, barışçıl çözümde israr ediyor.
Siyasal mücadeleyi temel alan Partimiz, yerel yönetimlerle yerinde yönetimin ulusal, demokratik hedeflere ulaşılmasındaki rolünün farkındadır. Bu nedenle belediye seçimlerini mücadelemizin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Partimiz bu alanda önemli başarılar imza atmış partidir. Kürdistan’da ilk defa Partimizin kurucularından Mehdi Zana, 1977 yılında yapılan yerel seçimlere yurtsever bağımsız aday olarak katıldı ve düzen partilerine karşı zafer kazanarak Diyarbekir Belediye Başkanı oldu. Aynı şekilde Partimiz adayı Urfan Alpaslan, Ağrı’da faşist güçlere karşı yürütelen kıran kırana bir mücadele sonucu 1979 yılında yapılan ara seçimde Ağrı belediye başkanlığına seçildi.
Ekonomik talepler, adalet, demokratik hak ve özgürlükler mücadelesini, Kürdistan özgürlük mücadelesinin kopmaz bir parçası olarak gören ve örgütlü mücadeleye inanan partimiz, demokratik kitle örgütlerine, meslek kuruluşlarına değer biçmektedir. Sivil alanın ve sivil toplum kuruluşlarının ulusal demokratik mücadelemizdeki öneminin bilincinde olan Partimiz, kuruluşundan itibaren bu alanda üzerine düşeni layıkıyla yapmanın çabası içinde olmuştur. Partimiz bu alanda övünç duyduğumuz bir geçmişe sahiptir.
Asimilasyona karşı Kürd dilini ve kültürün koruyup geliştirmek de temel görevlerimizin arasında bulunuyor. Partimiz yayınladığı Kürdçe dergi ve gazetelerle, gerçekleştirdiği konferans ve kültürel etkinliklerle örnek bir çalışma yürüttü; yürtüyor.
PSK Kürd sorununun aynı zamanda uluslararası bir sorun olduğunun bilinciyle hareket ediyor, diplomatik çabaların ne kadar önemli olduğunu biliyor.
Uluslararası kamuoyunun, BM, AB gibi kurum ve kuruluşlarının Kürd sorununun barışçıl çözümüne olası katkılarının bilinciyle hareket eden Partimiz, Kürd sorunun uluslararası kamuoyuna tanıtımı doğrultusunda birçok başarıya imza attık. Yayınladığımız information bültenleriyle düzenlediğimiz konfarans ve oluşturduğumuz kurumlar vasıtasıyla davamızın tanıtımında önemli görevleri yerine getirdik.
Avrupa başta olmak üzere yurtdışındaki Kürdistanlıların ekonomik, sosyal ve ulusal hakları için mücadele eden, Kürd kültürünün korunup geliştirilmesi doğrultusunda faaliyet yürüten demokratik kurumların oluşmasına önayak olduk. Bu kurumların kültürel, siyasal ve basın faaliyetlerinin içinde yer aldık.
İlk günden itibaren, kadınların mücadelemizdeki öneminin bilinciyle hareket ettik. Kadın yoldaşlarımız ülkede ve ülke dışında kadın hareketinin örgütlenmesine öncülük yaptılar.
Gençliğin geleceğimiz olduğu bilinciyle hareket eden partimiz, yurt içi ve dişında Kürd gençlerinin ulusal kimlik kazanması için örgütler kurdu, gençlerin eğitilmesi için çaba sarfettti; ediyor.
Özcesi biz kendimizi özgürlüğe akan bir nehirin parçası olarak gördük, görüyoruz. Irmağın çoşkun akması onu oluşturan derelerin çoşkun olmasına bağlıdır. Bu anlayışla biz Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin güçlenmesi amacıyla örgütlü mücadelemizi geliştirmeye çalıştık; çalışıyoruz.
Bu çabamızda hiçbir yurtsever yapıyı kendimize rakip olarak görmedik. Aksine onları ortak davamız için müttefik olarak gördük; görüyoruz ve davaya hizmette onlarla yarıştık; yarışıyoruz.
En çok Okunan İçerik