Kürtlerden, Türklerden, her ulustan işçiler, kadınlar, gençler, kamu emekçileri, mühendisler, hekimler, emekliler, devrimciler, sosyalistler,
Türkiye halkları,
Emek cephesi ve üreten güçler olarak; her 1 Mayıs’ta olduğu gibi bugün de umudu yükseltiyor, mücadele gücünü büyütüyoruz!
Ne yazık ki bu yılın 1 Mayıs’ını karanlık bir tablo ile karşılıyor, yanı başımızdaki savaşın acımasız etkisi altında kutluyoruz.
Olup biten bunca olumsuzluğa rağmen tüm dünya işçilerinin ve emekçi halklarının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı, insanlığın ortak olduğu tüm değerlerimizi koruma bilincini yükselterek, mücadele azmimizi ve kararlılığımızı yukarıda tutarak yaşıyor, yaşatıyoruz.
Türkiye, son 20 yılda hiç olmadığı kadar yoksullaşırken, emekçi halkın, işçinin, köylünün sofrasındaki ekmek her gün biraz daha küçülürken, bir avuç azınlığın ve ayrıcalıklı zümrenin serveti katlanarak artıyor, banka ve sanayi kesimi bilançoları rekor düzeylerde kar açıklıyor.
Bu yıl da başta Kürtler ve işçiler olmak üzere, toplumun dezavantajlı kesimlerinin en temel hak, özgürlük ve eşitlik talepleri görmezden geliniyor.
Son dönemde Kuzey Kürdistan’ın militarize edilmesine hız veren, hemen hergün bir başka ad altında askeri operasyonlar düzenleyen Türkiye, Güney ve Batı Kürdistan’a yönelik saldırgan ve işgal politikasını hergün artırarak sürdürüyor, köyler, ovalar, bağ-bahçeler bombalanıyor.
Taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırma, temel istihdam politikası haline getirilerek yaygınlaştırılıyor. İşsizlik olağan, yoksulluk ise kader haline getiriliyor. Toplum bir uçtan ötekine ucuz ücrete mecbur ediliyor. Barınmadan ulaşıma, eğitimden sağlığa kadar tüm kamusal hizmetlerin piyasanın hizmetine bırakıldığı, kentlerin, doğanın yağmaya ve talana terk edildiği, sorumsuzluğun ve aymazlığın doruğa çıktığı tuhaf günler yaşanıyor.
İşçi örgütleri her gün 4 ila 7 işçinin iş cinayetlerine kurban verildiğini açıklıyor. Gün geçmiyor ki işçi cinayetleriyle ilgili haberler çıkmasın, bir ailenin ocağı sönmesin, bir eve ateş düşmesin.
İnsan haklarını hiçe indiren bir anlayış, oburca üretim ve kazanma hırsı nedeniyle ucuz istihdam stratejisi gereği kadın ve çocuk emeğinin tercih edildiği ve hiç kimsenin hakkıyla hakkını alamadığı günler artık rutin hale getirilmektedir.
Türkiye, haber alma hakkının engellendiği, muhalif düşüncelerin yasaklandığı, farklı seslerin sansür edildiği, özgür medya çalışanlarının tutuklandığı, evrensel hukuk ilkelerinin hiç sayıldığı günlerden geçiyor.
Karanlık odakların ve mafya liderlerinin gündem belirlediği, katillerin sırtlarının sıvazlandığı hatta serbest bırakıldığı, hakkın, hukukun, umudun gaz fişekleri ve postal gücüyle bastırılmaya çalışıldığı bir dönemin kapkaranlık Türkiye resmi ortaya çıkıyor. Son 10 yıldır, sendikal hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığı, gasp edildiği, her türlü fiili mücadele ve direnişin bastırılmaya çalışıldığı günlerin sayısı her yıl bir öncekine oranla biraz daha artıyor.
Oynanan bunca oyunun, ortaya konan bunca baskının hem ekonomik hem de sosyal yönden bu kadar yoğun insanlık dışı uygulamanın asıl hedefi, işçi sınıfı ve emekçi kesimlerin vermiş olduğu demokrasi ve özgürlük mücadelesinin engellenmesi, birlik ve dayanışma ruhunun zayıflatılmasıdır.
1 Mayıs’ın hak ettiği anlam ve önemle kutlanması için, hak ve özgürlük sorunu olan bütün kesimleri ortak görevler beklemektedir. Birlikte hareket etme sorumluluğu, Türk, Kürt her kesimden emekçinin, işçinin, köylünün önünde durmaktadır.
Geçmiş 1 Mayısları olduğu gibi, bu 1 Mayıs’ı da Türkiye’de ve dünyada bize dayatılan açlığa, savaşa, eşitsizliğe, adaletsizliğe, yoksulluğa, sömürüye, savaşa, ötekileştirmeye, doğanın katline ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele gücümüze güç katan bir fırsata dönüştürelim. Yaşamımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için 1 Mayıs’ta dayanışma içinde ve alanlarda olalım!
İşçiler ve emekçiler, taşeron çalışma başta olmak üzere tüm kölece çalıştırma biçimlerine karşı insanca çalışmak ve insanca yaşamak istiyor. İnsanca yaşayabileceği bir ücret ve sosyal haklar istiyor. İnsanca çalışmak ve yaşamak için haklarının bilincinde olan işçi ve emekçiler; grev, örgütlenme ve toplu sözleşme hakkını uluslararası standartlara uygun olarak kesintisiz, engelsiz, yasaksız kullanmak istiyor.
Biliyor ve inanıyoruz ki işçiler ve emekçiler, baskıcı dayatmalara karşı başta Kürt sorunu olmak
üzere, bütün sorunların barışçıl, demokratik, eşitlikçi ve diyalog yollarıyla çözümünü ve halkların kardeşçeyan yana yaşamını savunuyor.
Yaşasın 1 Mayıs!
Her Yerde Birlik, Mücadele ve Dayanışma!
İnsanca Bir Yaşam İnsanca Bir Düzen İçin Mücadele!
Savaşa, İşgale Karşı Durmak İçin!
Tüm Ezilenlerin Birliği ve Dayanışması İçin!
Ulusların Kendi Kaderini Serbestçe Tayin Etmesi İçin!
Alanlara, Dayanışmaya, El Ele Vermeye!
30 Nisan 2022
PSK- Kürdistan Sosyalist Partisi